Evliliğe Doğru Adım Adım 2 Kına Gecesi
İsteme, söz nişan kısmı bitti. Kayınvalide “teyze” iken bir anda “anne” oldu. Hayat şartları zor malum. “Kayınvalide” gözününüz içerisine bakıyor anne kelimesini kullanmadığınız her saniye. İçinizdeki “Özgür Kız” ne oldu? Hani nerde o ben annemden başka kimseye anne demem havaları. Kayınvalidem ile aramda mutlaka bir mesafe olacaklar nerde? Ne oldu bir günde konu değişti mi? En asi kızların annecim deyip de kayınvalidelerinin boyunlarına atladıklarına şahit olmuş insanım ben sen ne konuşuyorsun. Neyse velhasıl kelam zor işler.
Artık düğüne doğru giden yolda emin adımlarla yürüme hatta koşma haftaları. Müstakbel kocanızın sizi kaderinizle baş başa bıraktığı hatta onun tamamen bir oluşum olduğuna karar verdiğiniz o günlerden bir gün annenizin kayınvalideniz ile konuşmasına kulak misafiri olacaksınız. Her türlü soruna çözüm bulunmuş sanki gibi konu bu sefer “kına geceniz” olacak. Sen şimdi onu da bilmezsin kınayı kız tarafı yapar. Yani bu da nişan vs gibi erkek tarafındaki dişi mahlukatlara ailenin ve kendi çevrenin gücünü göstereceğin bir boy gösterisi. Peki ya benim ne istediğim ne düşündüğüm dediğini duyar gibiyim. Tatlım unutma. Düğün ve evlilik aileleri tatmin etmek amacıyla yapılan organizasyonlar. Hiçbir kızın sevdiği adama evet diyeceği ilk dansı edecekleri anda yanlarında kapı komşuları Halime teyzenin onları alkışlama halinde olacağını görmek istediğini sanmıyorum.
Neyse bu kına gecesi konuşmasından sonra annenizle ile ufak çaplı bir strateji toplantısı organize edilir. Anneniz adeta bir teknik direktör edası ile olması gereken ve olmaması gereken durumları karşınıza liseden sonra bir daha asla görmek istemediğiniz bir şema ile anlatmaya başlar. Her şeyi o kadar ince detayına kadar düşünmüş olacaktır ki muhtemelen karşınıza çıkardığı aritmetik ortalamalı grafikler karşısında ağzınız açık kalacaktır. Stratejik toplantının sonunda anneniz kritik cümleyi kurar “Kızlar ara, buraya gelsinler.” Nefes al ver , al ver tamam sakin ol. Durum kırmızı alarm boyutuna doğru ilerliyor farkındayım ama korkunun ecele faydası yok.
O bir hafta boyunca sen en yakın arkadaşların, annen, annenin kankaları her gün başka bir yere kına için gerekli malzemeleri almak için gidiyor olacaksınız. Bu bir gün Eminönü bir gün de Ümraniye olabilir. Stres yapma şş sakin ol yapacak bir şey yok. Sana dünyanın en saçma elbiseleri denettirilecek ve bunlar alman söylenecek açıklama olarak da örf ve adetlerimiz böyle denilecek. Eğer baskınlığını hala kaybetmediyse bu savaşı da kaybetmiş sayılmazsın. “Hayyyyyıııır “ diye bağırarak onlara modern kına konseptini aşılamaya çalışabilirsin. Ama tatlım bu sadece zengin düğünlerinde oluyor 🙂
Neyse her şey annenlerin istekleri doğrultusunda alındı, senin karar verebildiğin tek şey konuşma balonları üzerindeki yazılar oldu. Bir de günümüzün en popüler kına ve düğün simgesi haline gelen “Kına hatırası” çerçeveleri. Daha ne kadar yorucu olabilirdi ki diye düşünüp müstakbel kocanın sana hiçbir yardımda bulunmamış olmasına sövüyorsun. (Tatlım istediğin kadar daha ne kadar sorularını kafandan geçir daha önünde bir düğün maratonu var)
Kına gecene bir hafta kala davetli listesi çıkarılır ve sırayla herkes aranmaya başlar. Kabus işte aslında tam olarak bu noktada başlar. Her aradığın kişi inanamaz ve sen evleniyor musun şokuna girer. “ Ece haftaya Cumartesi .. ‘da kınam olacak. Bu mutlu günümde yanımda olmanı isterim.” “Neeeee inanamıyorum sen evleniyor musun? Ay hiçte haberim olmadı bak. Kim bu çocuk ne kadar oldu? Tanıyor muyuz enişteyi? Ay anlat her şeyi bilmek istiyorum. Neden bu kadar hızlı evlenmeye karar verdiniz? Ay yoksa hamile misin?…” “Hayır hamile değilim, evet haber veremedim sana. Evet evleniyorum. Hayır tanımıyorsun. Evet gelecek misin?” ve buna benzer birçok konuşma. En kötüsü de erkek tarafı ile yapılan konuşmalar. “Hilal Abla merhaba ben Görkem’in nişanlısı. Şey benim haftaya kınam varda senide aramızda görmek isteriz.” “Ahhh benim güzel gelinim hala de bana hala. Tabiki geleceğiz ben kızlarım ve Görkem’in dayı kızları hep beraber geleceğiz.” Hadii ben senin dayı kızını ne yapayım be adam. Off off!
Kına gecesi akşamı gelir çatar. Kız tarafından herkes aşırı süslü , saçlar yapılı, makyajlar full (birkaçının allıktan yüzü gözükmüyor) Erkek tarafı da tam olarak Cem Yılmaz’ın söylediği gibi “Gelinin kız kardeşi” modunda. Neyse hadi yüksek yüksek tepelere başlasın. O gözden yaş gelecek aga gelene kadar döneriz çevrende problem yok. Hihih kayınvaliden ve sülalesi köşede sizi izliyor, annende bir Türk annesi klasiği ağlıyor. Başındaki tül kalkıyor hazırsan bir kalite kontrol yapılacak bakalım ağlıyor musun. Neyse sinirin bozulacak bir yerden sonra ve mecbur ağlamaya başlayacaksın.
Neyse kınanın içine kayınvaliden bir tam altın attıysa yine bu eziyeti çektiğin için şanslı bile sayılabilirsin. Ama yok bir de işin ucunda çeyrek varsa çok büyük sıkıntı. Yalandan bir alından öpme, sen artık bizim kızımızsın bilmem ne. Sende yalandan içine sokar gibi bir sarılma falan.
Mutlu son halay 🙂
Bir kız arkadaşımız dün bana yazmış, içimizi kararttın abla neden böyle bakıyorsun olaya diye. Ablacım, ben hiçbir şeye kötü bakmıyorum. Ben sadece size gerçekleri anlatıyorum ki hayatta nelerle baş başa kalacağınızı anlayın diye.
Bir cevap yazın